Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu

MC Dandik

Öksüz bir çocuk camide polisler tarafından bulunur ve adını Dandik koyarlar. Yıllar sonra Dandik’in beraber büyüdüğü kız karşısına çıkar. Kötü bir adam da kıza kafayı takmıştır ve ona senet imzalattırır. Dandik de senedi ödeyip kızı kurtarmak ister. O sırada ‘Yetenek Avcısı’ diye bir yarışma düzenlenir. Zamanında çok popüler olan fakat yediği kazıklardan piyasaya küsen bir ustanın peşine düşerler. Yarı deli yarı derviş Mc Sallama. Herkesin içinde ezilmiş, tokatlanmış zavallı bir dandik vardır. Temiz, terbiyeli bir çocuğun çabasını birçok insan örnek alacak. Filmin bir önemli özelliği de Türk sinemasında benzeri olmayan kalitede müzikleri ve dansları olması.. Yıllardır üzerinde çalıştığı tiplemeleri karakterleri müzikleri birleştirerek sinema filmini gerçekleştiren Ragga Oktay, 4 yıldır öykü – senaryosu üzerinde çalıştığı filmi.

Sona Doğru - All is Lost

Hint Okyanusu'nda tek başına gezinti yapan bir adam, yatının bir gemi konteynırına çarpması üzerine bilincini kaybeder. Uyandığında bilinci yerinde değildir ve kazayı yavaş yavaş hatırlamaya başlar. Telsiz, radyo ve navigasyon ekipmanını kaybetmiştir ve vahşi bir fırtınanın tam ortasında kalmıştır. Teknik donanımları olmadan bir hiç olan adam direnişi ve tecrübeli denizcilik geçmişi sayesinde hayatta kalacağına inanmaktadır. Okyanusun ve dalgalarının sesine kulak verir ve planlarını bu dalgalara göre yaparak yakınlarından bir geminin geçmesini dilemeye başlar. Ancak bu direniş hali zannettiği kadar kolay olmayacaktır. Zira okyanus son derece tehlikeli köpekbalıklarıyla doluyken doğal kaynakları da tükenmek üzeredir.

Aşk Ağlatır

Kavuşamayan iki çocukluk aşkının hüzünlü hikayesini; hastalık, ihanet ve acı ekseninde ele alan filmin yönetmen koltuğunda senaryo yazarı ve yönetmen Mehmet Taşdiken bulunuyor. Filmin başrollerini ise tanınmış oyuncular Melih Selçuk ve Ceyda Ateş paylaşıyor. Hüzünlü bir aşk hikayesi. Romantik dram. Hastalıklar, acılar, gözyaşları, hatta ihanetler içinde, sıra dışı bir insanlık dersi, ibretlik, unutulmayacak bir hikaye. Aşk ağlatır. Ağlamak ayıp değil.

Senarist/Yönetmen: Mehmet Taşdiken 
Yapımcılar: Mehmet Taşdiken/ Atalay Taşdiken
Görüntü Yönetmeni: Murat Kılıç
Yapım: Afitaş&At Yapım

Hükümet Kadın 2

Hükümet Kadın 2'de ilk filmde yaşananların 7 yıl öncesine gidiyor; Xate ve kocası Aziz Veysel'in Faruk ile olan azılı mücadelesine tanık oluyoruz. Xate'in Güneydoğu'nun ilk kadın belediye başkanı olmasına henüz yedi yıl vardır ve şimdilik belediye başkanı Aziz Veysel'in eşi olarak yaşamaktadır. Faruk'un bitmek bilmeyen koltuk sevdasının kökeni de bu günlere dayanmaktadır. Xate, sıradan sabahlardan birinde Aziz Veysel'i evden uğurlarken beklenmedik bir sürprizle karşılaşır. Bu kötü sürpriz de Xate ve Faruk'u bir kez daha karşı karşıya getirir. Daha da beklenmedik olanı ise tüm kasabalıyı şaşkına çeviren 'erken seçim' kararıdır. Ünlü oyuncu Sermiyan Midyat'ın kendi babaannesinin yaşamından esinlenerek kaleme aldığı Hükümet Kadın filminde, Güneydoğu'nun ilk kadın belediye başkanı olan Zekiye Midyat'ın hikayesini izlemiştik.

Popüler - Populaire

1958 ilkbaharında 21 yaşındaki Rose Pamphyle babasıyla yaşamaktadır. Dul olan babası Normandiya'da küçük bir dükkan işletmektedir. Oto tamircinin oğluyla evlenmesi gereken Rose bir ev kadını olarak geçirmesi gereken kaderine adım atacaktır. Fakat Rose bu hayatı istememektedir. Lisieux'ye gider ve orada karizmatik bir sigorta şirketi patronu olan 36 yaşındaki Louis Echard'ın yanında bir sekreterlik poziyonu için başvurur. Pozisyon için görüşme tam bir fiyaskodur. Fakat Rose'un bir yeteneği vardır , inanılmaz bir hızda daktilo kullanmaktadır. Genç kadın , Louis'nin içinde yatan sporcuyu uyandırır, ve eğer işi istiyorsa hızlı daktilo kullanma yarışmasına katılmak zorundadır.
Yapmak zorunda olduğu tüm fedakarlıklara rağmen , Louis bu kızı ülkenin en hızlı daktilo kullanan kızı yapmaya kararlıdır. Fakat spor aşkı kısaca aşk dediğimiz şeyle pekte iyi anlaşmamaktadır...

Üç Yol

Film, Bosna’da yaşananlar sonrası yakınlarını bulamayan, adaleti arayan insanları ve bu göreve gönül veren Türkiyeli bir şair ile vicdan sahibi Boşnak – Sırp bir psikoloğun, toplu mezarların gölgesindeki aşkını şiirsel bir anlatımla konu ediniyor. 1990'lı yıllarda Avrupa'nın göbeğinde, Bosna-Hersek'te yaşanan acı dolu savaş yıllarına ayna tutan film, savaş sonrasında yakınlarını arayan insanların dramatik öyküsünü konu alıyor. Bünyamin çocukluğunda kıskançlığı nedeniyle bir arkadaşının ölümüne sebep olmuş ve bu travmadan yıllarca kurtulamamıştır. Ailesinden kaçma ve insanlara iyilik yapma üzerine kurulu bir hayat yaşayan Bünyamin, bir süredir Bosna'da toplu mezarlardan ceset çıkaran bir kuruluşta çalışmaktadır. Türkiye'ye dönmesine günler kala Mostar Köprüsü'nde intihar etmeye çalışan Zrinka ile tanışır. Genç kadın savaş sırasında tüm yakınları kaybetmiş bir psikologtur.

Benim Dünyam

1950’li yılların Büyükadası’nda, iki yaşındayken geçirdiği bir rahatsızlık nedeniyle hem kör hem sağır olan, bu nedenle hiçbir kavramı “bilmeyen”, çevresiyle tamamen uyumsuz bir çocuk olan Elâ ile aynı durumdaki ablasını trajik bir biçimde yitirdikten sonra hayatını engellilere adayan Mahir Hoca’nın çarpıcı hikâyesi. Siyahtan beyaza giden bu yolculukta sadece bir kelimeye yer yoktur: İmkansız.
Yılın en iddialı sinema filmleri arasında gösterilen Benim Dünyam, 25 Ekim’de seyircisi ile buluştu. İlk hafta sonunda 186.330 bin kişi tarafından izlenen Benim Dünyam, Ekim ayında vizyona giren filmler arasında son 4 yılın en iyisi, son 9 yılın da en iyi 4. açılan filmi oldu.